İMAMOĞLU: “SEYMEN, ÜLKEMİZİN İÇİNDE BULUNDUĞU EKONOMİK ZORLUKTAN ÇIKIŞA REÇETEDİR”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tamamlandığında dünyanın tek bir alanda kurulu çöp gazından enerji üretecek en büyük projesi olacak Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi 1. Etabı’nın açılışını yaptı. Şu anda 90 bin hanenin elektriğinin Seymen’den karşılandığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Tam kapasiteye ulaştığında, o 90 bin hane, 465 bin hanenin elektrik tüketimine karşılık gelmiş olacak. Yani bu 60 milyon ağaç demek, 2 milyon 300 bin aracın trafikten çıkması demek” dedi. “Seymen’deki tesisin önemini üstüne basa basa, rakamları vere vere anlatıyorum ki; bu tür tesisler, zihnimizden hiç çıkmasın, ülkemizin önceliklerine dair hamlelerde mutlaka yer bulsun” diyen İmamoğlu, “Bu tavır, paramızın, sermayemizin iyi kullanılması, doğru yatırımlara yönlendirilmesi, kalıcı değerler oluşturulması, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorluktan çıkışta uygulayabileceğimiz çok önemli bir reçetedir. İstanbul’da, bütün bu prensiplere uygun bir şekilde hareket edeceğimizi taahhüt etmiştik. Bu taahhüdün altında imzamız duruyor. Görevimizin her anında da bundan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Tamamlandığında dünyanın tek bir alanda kurulu çöp gazından enerji üretecek en büyük projesi olacak Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi 1. Etabı’nın açılışı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Açılış için gerçekleştirilen törende CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP İstanbul milletvekili Turan Aydoğan, Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve İBB üst yönetimi tam kadro hazır bulundu. Tesisin yapımında büyük emekleri olan, geçtiğimiz günlerde Kovid-19 nedeniuyle yaşamını yitiren İSTAÇ A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Canlı’nın eşi Müzeyyen Canlı da törene “onur konuğu” olarak katıldı.
Tören öncesinde ilk konuşmayı yapan İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Aslan Değirmenci, tesisle ilgili detaylı bilgiler verdi.
MUSTAFA CANLI UNUTULMADI
Değirmenci’nin ardından mikrofonu alan İmamoğlu, konuşmasına, “İstanbul ve Türkiye adına çok değerli bir projeyi başlatmanın onurunu, gururunu ve keyfini yaşıyorum” sözleriyle başladı. Kömürcüoda ve Odayeri’ndeki tesislerin yanına güçlü bir santral daha eklediklerinin altını çizen İmamoğlu, projenin yaklaşık 8 yıldır süren bir geçmişi olduğunu hatırlattı. Bu süreçle ilgili finansal açıdan tespit ettikleri birçok aksaklık bulunduğunu belirten İmamoğlu, iş başı yapar yapmaz projeyi ekibiyle birlikte yeniden ele aldıklarının altını çizdi. “Her alanda olduğu gibi kaynaklarımızı, enerjimizi ve mesaimizi doğru bir şekilde yapılandırarak, süreci en verimli nasıl bitiririz, İstanbul’umuza nasıl kazandırırız; o yolculuğu kurguladık” diyen İmamoğlu, süreçte emeği bulunan merhum Canlı’ya özel paragraf ayırdı. İmamoğlu, duygularını, “Tabii, bu süreçte bahsettiğim o yol arkadaşları içerisinde kıymetli bir dostumuzu kaybettik. İSTAÇ A.Ş. Genel Müdürü’müzü, değerli ağabeyimiz Mustafa Canlı’yı kaybettik. Buraya gelip bizi onurlandırdığı için, kıymetli eşi Müzeyyen Hanımefendi’ye teşekkür ediyor, rahmet diliyor, ‘Mekânı cennet olsun’ diyorum” sözleriyle dile getirdi.
“KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HAYATİ KONULAR”
Dünyanın ana gündem maddelerinin başında çevrenin geldiğini kaydeden İmamoğlu, iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi kavramların en önemli hayati konular olduğuna vurgu yaptı. Bilim insanlarının dünyanın bu kötü gidişine dönük uyarılarının dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Bugünün dünyasında, bana göre en büyük vatanseverlik, çevreci kimliğidir. Bu çok kıymetli. Eğer çocuklarınızı, hayatınızı, geleceğinizi, yaşamınızı düşünüyor ve vatanınızı çok seviyorsanız, en büyük vatanseverliğin gerçek anlamda çevrecilik olduğunu asla ve asla unutmamalısınız” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Çevresel Göstergeler Raporu”nda yer alan bilgilerin bazılarını paylaşan İmamoğlu, “Ne yazık ki Türkiye’mizde, havamız ve sularımız kirlidir. Su kıtlığı da ne yazık ki, iklim değişikliği ve verdiğimiz tahribattan dolayı, ülkemiz adına kapıdadır. Özellikle tarım ilacı kullanımı çok ciddi rakamlara ulaşmaktadır. Ormanlarımız ve endemik türlerin nasıl azaldığını hepimiz gün gün duyuyor, biliyor ve takip ediyoruz. Bu tehlikeli gidişe rağmen, ülkemizde çevre koruma harcamaları, bırakın istenilen oranda artmayı, ne yazık ki azalmaktadır” diye konuştu.
“BAZI VERİLERE BAKTIĞIMIZDA ‘İHANET’ GÖRÜYORUZ”
Çevre kirliliği ve dünyayı bekleyen tehlikelerle ilgili detaylı rakamlar paylaşan İmamoğlu, tablonun “çok acı” olduğu uyarısında bulundu. Tablonun, “vurdumduymazlıkla paralel” işlediğini belirten İmamoğlu, “Bu, her birimizin belediye başkanı, yöneticiler, hükümet yetkilileri siyasiler; her birimizin ana sorumluluğu ve dile getirmek zorunda olduğumuz unsurlardır. Bu sorumluluğun tersine, bazı verilere baktığımızda, ihanetle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Bu ülkede ve bu aziz şehirde, özellikle son 15 yılda yaşanan çevreye karşı kötü tavırlar, kötü uygulamalar ne yazık ki ihanet diyeceğimiz tavırlar oluşmuştur. Özellikle görev başına geldiğimiz günden beri, her zaman, her noktada söylediğimiz gibi, her konumuzdan birinin çevre olduğunu hatırlatmamız onun için değerlidir. Onun için yeşil, adil ve yaratıcı bir kent konumlandırması yaparken, yeşil kavramını birinci sıraya koymamız bundandır. Bunun için yeşil alanları açmaya, geliştirmeye kıymet veriyoruz” şeklinde konuştu.
“KANAL İSTANBUL DEĞİL, BU TARZ YATIRIMLAR LAZIM”
Türkiye’nin, petrole ve doğal gaza bağımlı bir ülke olduğunu aktaran İmamoğlu, “Bu tür yatırımların, bu bağımlılığı azalttığını, gerçekten ne kadar milli ve değerli unsular taşıdığının da altını çizmek gerekir. Tam da bu nedenlerden dolayı, sadece İstanbul'da değil, bu tarz tesislerin bütün Türkiye'ye yaygınlaşması kıymetlidir. Bıkmadan, usanmadan söylemeye devam edeceğimiz bir husus var. İşte tam da böyle verimli işler, böyle verimli projeler hem İstanbul'umuza hem Türkiye'mize inanılmaz değer katacak işler varken, bu tarz projeler varken, Kanal İstanbul adlı, İstanbul'a tümüyle gereksiz, lüzumsuz, Türkiye'nin gündemini işgal eden ve de İstanbul'un çevresine ihanet edecek bir projeye kaynak ayıracağımıza, İstanbul'a hizmet edecek, insanına hizmet edecek, ülkemize hizmet edecek projelere kaynak ayrılmasının da altını burada çizerek, vatandaşlarımıza bunu duyurmak isterim” ifadelerini kullandı.
“ENERJİ UCUZLAYINCA, YENİ İSTİHDAM ALANLARI OLUŞACAK”
Enerji ucuzladıkça çeşitli sektörlerdeki üretim hacminin artacağını bildiklerini vurgulayan İmamoğlu, bu şekilde yeni istihdam alanlarının oluşacağını sözlerine ekledi. Çöp gazının enerjiye dönüşmesinin, çevreden ekonomiye, insan mutluluğundan toplum huzuruna zincirleme, değerli, olumlu etkiler ürettiğini kaydeden İmamoğlu, tesisle ilgili şu bilgileri verdi:
“Burası, 220 hektarlık bir atık bertaraf alanında kurulu, 6 hektarlık bir santral. kapalı alanı 10 bin metrekare. Bize maliyeti, 133 milyon 500 lira. Bu maliyeti de gerçekten belediyemizde sıkı bir öz kaynak tasarruf kullanımıyla başardık. Ayrıca EPDK ile yapılan anlaşma gereği, 12 Ocak 2047 tarihine kadar da lisans aldık. Ve Bakanlık tarafından, ilk etapta 12 gaz motoru ile yaklaşık 17 megavatlık gücün teslimi, yani bir nevi kabulü yapıldı. Enerji piyasası üzerinden ulusal sisteme enerji satımına da başladık. Aslında şu an 90 bin hanelik yıllık elektrik gereksinimi karşılamasına eş değer bir enerji üretiyoruz. Bir başka deyişle; hepimiz ağaç dikmeyi severiz, 11 milyon 500 bin ağaç dikilmesi anlamına geliyor. 435 bin aracın da trafikten çıkması anlamına geliyor. Burayı, inşallah 25 megavata çıkaracağız ve süreklilik kazandırarak sürekli artıracağız. Tam kapasiteye ulaştığında bu güç, 90 megavat olacak. Bu anlamda inşallah şu anki değerlerle dünyanın birinci sıradaki tesisi olacak. Türkiye ve bizler için, ciddi bir gurur. Şehrimizin kıymetli paralarının kuruşuna kadar, iyi bir şekilde, denetimli bir şekilde harcandığında, İstanbul halkına hep birlikte kazandırdığımız değerli bir proje. Tam kapasiteye ulaştığında, o 90 bin hane, 465 bin hanenin elektrik tüketimine karşılık gelmiş olacak. Yani bu 60 milyon ağaç demek, 2 milyon 300 bin aracın trafikten çıkması demek.”
“İBB, 26 YILDA 776 MİLYON DOLAR KAZANÇ SAĞLAYACAK”
“Seymen’deki tesisin önemini üstüne basa basa, rakamları vere vere anlatıyorum ki; bu tür tesisler, zihnimizden hiç çıkmasın, ülkemizin önceliklerine dair hamlelerde mutlaka yer bulsun” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu tavır, paramızın, sermayemizin iyi kullanılması, doğru yatırımlara yönlendirilmesi, kalıcı değerler oluşturulması, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorluktan çıkışta uygulayabileceğimiz çok önemli bir reçetedir. İstanbul’da, bütün bu prensiplere uygun bir şekilde hareket edeceğimizi taahhüt etmiştik. Bu taahhüdün altında imzamız duruyor. Görevimizin her anında da bundan asla vazgeçmeyeceğiz. İnşallah bu çözümün nihai sonucuna baktığımızda, 25 günde bile 2 milyon liralık elektrik satışı yaptı bu kurum. Yıl sonunda kazancımız 11 milyona ulaşacak. İnşallah gelecek yıl kapasitemizi artırdığımızda bu, yıllık 200 milyon liraya ulaşacak. 2047 yılana kadar, toplamda ilave yatırımlarla beraber gelirinin, 1 miyar 137 milyon dolara çıkmasını bekliyoruz bu projemizin. Bu gelirin 361 milyon doları, buranın geliştirilmesine ve tesis giderlerine harcanacağını düşündüğümüzde, İBB, 26 yılda, 776 milyon dolar kazanç sağlamış olacak şuradaki projemizden.
“16 MİLYON İSTANBULLUNUN YAŞAM STANDARDI ARTACAK”
“Bu gelirin tamamı daha yeşil, daha yaratıcı ve daha akıllı bir İstanbul için, daha adil bir İstanbul için kullanılacak. 16 milyon İstanbullunun yaşam standardını, hep birlikte çok daha iyi noktalara taşıyacağız. Bu anlamda, kesinlikle yaptığımız her işin toplumun hayrına, milletimizin, memleketimizin hayrına ve de bütün insanlığın hayrına olma noktası bizim için çok değerli bir unsurdur. Bütün emeğiyle sürece kendisini adayan bütün yönetici arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Her birisini gönülden alkışlıyorum. Hepsinin emeğine, yüreğine sağlık. Ve özellikle çevre, özellikle kentin atık yönetimi ve özellikle bu sürecin bir nihai kıymetli sonucu olan enerji elde etmesi, asla ve asla yatırım prensiplerimizde en ön sıralardan geriye düşmeyecek. Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi’nin bütün şehrimize, ülkemize, İstanbul’umuza hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Bir espriyle tamamlayalım: ‘Gençliğimi var’ demiştik. ‘Heyecanımız yüksek’ demiştik. Bugün bir de ekleyelim; artık enerjimiz de çok yüksek.”
İSTAÇ, yalnızca su, tuz ve elektrik enerjisini kullanarak bakteri ve virüslere karşı uygulanabilecek bir dezenfektan geliştirdi. Ürün, İSTAÇ ve İBB Sağlık Daire Başkanlığı’nın işbirliği ile ortaya çıkarıldı. İnsan vücudundaki yüzde 100 doğal biyosit Hipokloröz Asit (HOCL) ile aynı yapıdaki dezenfektanın sağlığa zararı yok.
DEZENFEKTANDA DIŞ ALIMA SON
Pandemi sürecinde en çok tüketilen koruyucuların başında gelen dezenfektanın üretimiyle birlikte İBB, ciddi bir tasarruf kapısı da açtı. İstanbul'daki hastaneleri, toplu taşıma araçlarını, halkın yoğun kullandığı kamusal alanları düzenli olarak arındıran İBB, bundan böyle dezenfektan alımı için dışarıdan bir kaynağa bağımlı kalmayacak.
İLK AŞAMADA EL İÇİN KULLANILACAK
Ürün, ilk aşamada el dezenfektanı olarak kullanılacak. Gereksinime göre ortam dezenfeksiyon için de üründen yararlanılabilinecek; yüzey, hava ve ortam arındırılmasında istifade edinilebilecek. Püskürtme, dökme, silme ve sisleme yöntemi ile uygulanılabilen ürün, çok geniş bir kullanım alanına sahip.
GÜNLÜK 24 BİN LİTRE ÜRETİM
İBB’nin kendi olanakları ile geliştirdiği ürün hakkında bilgi veren İSTAÇ Saha Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Eyyup Demirhan, şunları kaydetti:
“Cihaz 100 ile 500 ppm arasında konsantrasyonlarda dezenfektan üretimi yapabilmektedir. Farklı konsantrasyonlar farklı ortam dezenfeksiyonu için kullanılmaktadır. Cihazımız 500 ppm konsantrasyonda günde 8 bin litre dezenfektan üretebilmektedir. Bu el dezenfektanı için kullanılacaksa seyreltme yapılarak 24 bin litreye çıkmaktadır. Tesisimizde günde 24 bin litre el dezenfektanı üretilebilir. Ayrıca ürün seyreltme yapılarak ortamların dezenfeksiyonunda kullanılabilmektedir. Seyreltme yapılarak elde edilen ürünün 1 litresi ile 800 metrekare alanı sisleme yönetimi ile dezenfekte edebilirsiniz.”
ÇEVREYE DE DUYARLI
Ürünün en önemli ayrıcalıklarından biri hem hayvanlara hem de insanlara uygulanabilmesi. Yine doğada kolayca yok olan bu dezenfektan, insan, hayvan sağlığı ve çevre açısından kullanımı oldukça avantajlı. Sadece sağlığa değil çevreyi de duyarlı yeni dezenfektan hakkında bilgi veren İBB Sağlık Daire Başkanı Dr. Önder Yüksel Eryiğit ise şu noktalara vurgu yaptı:
Genel Müdürümüz Mustafa Canlı, Koronavirüs tedavisi gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşama gözlerini yumdu.
İşinin gereği olarak sürekli şirket tesislerinde ve sahalarında bulunan Genel Müdürümüz Mustafa Canlı, yoğun çalışma temposu sırasında salgın hastalığa yakalandı. İki haftadır Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Koronavirüs ile mücadele eden Genel Müdürümüz, hastalığa yenik düştü. Mustafa Canlı’nın ani vefatı, başta tüm İBB-İSTAÇ ailesini ailesini yasa boğdu.
Merhum Genel Müdürümüz Mustafa Canlı için başında bulunduğu İSTAÇ Genel Müdürlüğünde anma töreni düzenlendi. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan anma töreninde Mustafa Canlı için dualar edildi, mesai arkadaşları ve kendisini uğurlamaya gelenlerden “Helallik” alındı.
Törende konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Çok üzüntülüyüz. Bizim yol arkadaşımız, abimiz. Gerçekten iz bırakıp bu dünyadan göçen iyi bir aile babası. Abimizin bütün emanetleri bizimdir. Ailesi her şeyiyle bizimdir. Hiçbir tereddüt duymasınlar. En güzel şekilde onun anısını Gümüşhane’de yaşatacak bir alanı da biz İBB olarak yapacağız. Onun izinin de sabit kalması için inşallah Gümüşhane’ye iz bırakacak bir hizmetimiz olacak” dedi.
-BİRLİKTE ÇALIŞMAKTAN GURUR DUYUYORUM-
Mustafa Canlı ile bir yılı aşkın süredir birlikte çalıştıklarını kaydeden İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Kısa bir süre çalıştık ama bir insanın çevresine yaydığı güzel enerjiyi de yaşadığım için onunla beraber olduğum ve yol arkadaşlığı yaptığım için de gerçekten onur ve gurur duydum. Bu güzel duygularla yolcu edeceğimiz abimiz inşallah hakkını bize helal etmiştir. Eminim ki sizler de canı gönülden, yürekten haklarınız helal ediyorsunuzdur. Bundan eminim. İstemezdik böyle olsun, istemezdik böyle bir hastalıkla dünyadan göç etsin. Ama ne yazık ki böyle bir dönem yaşıyoruz. Allah herkesi korusun öncelikle. Hepimiz sağlığımıza dikkat edelim. Uyarılara riayet edelim. Bu süreçte böyle bir hastalık herkese denk gelebilir; şakası yok.”
CANLI’NIN ANISINI GÜMÜŞHANE’DE YAŞATACAĞIZ-
Mustafa Canlı’nın geride kalan ailesinin kendilerine emanet olduğunu, her şeyleriyle ilgileneceklerini belirten İmamoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Abimizin bütün emanetleri bizimdir. Hiçbir tereddüt duymasınlar, bu kurum büyük bir kurumdur. Bu kurum, asaletiyle ve vefasıyla hiçbir kimseyi yalnız bırakacak bir kurum değildir. Sizler bizim ablamızsınız, kardeşlerimizsiniz ve ailemizsiniz. Bunları unutmayın. Mustafa abi yolun açık olsun, Allah rahmet eylesin, mekanın cennet olsun. Buradan Gümüşhane’ye hareket edilecek. Oradaki hemşerilerimize de selamlarımızı ve başsağlığı dileklerimiz iletiyoruz. Seyahat etmek, büyük katılımlı cenazelerde bulunmak hepimiz adına riskli günler. Ama onun oradaki kabri ve izi de bize emanettir. Onun da takipçisi olacağız. İnşallah gidip kabrini de ziyaret edeceğiz. En güzel şekilde onun anısını orada yaşatacak bir alanı da biz İBB olarak yapacağız. Onun izinin de sabit kalması için inşallah Gümüşhane’ye iz bırakacak bir hizmetimiz olacak.”İmamoğlu’nun konuşmasının ardından Mustafa Canlı’nın cenazesi, şehirlerarası ambulansa koyularak defnedilmek üzere Gümüşhane’ye gönderildi.
İBB, önceki dönemde durdurulmuş projelerden Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisinin ilk etabını tamamlayarak, faaliyete geçirdi. Toplam 130 milyon liralık bir yatırımla inşa edilen tesis, tüm etapları işler duruma getirildiğinde 500 bin evin yıllık elektrik gereksinimini karşılayacak. Enerjide dışa bağımlı olan Türkiye ekonomisine katkı sunan tesisin elektrik üretimine geçtiğini, ilk olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesaplarından duyurdu. Mesajında, “Tamamı bitince dünyanın çöp gazından elektrik üreten en büyük tesisi İstanbul’da olacak” ifadelerini kullandı.İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisinin ilk etabını faaliyete geçirdi. Atıklarda biriken gazları enerjiye dönüştürerek, hem doğayı koruyan hem de ekonomiye katkı sağlayan tesiste, elektrik üretimi için gaz motorları devreye girdi. Üretilen elektrik de satılmaya başlandı. Tam kapasiteye ulaştığında yüzbinlerce evin elektrik gereksinimini karşılayacak tesis ile ilgili olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, gelişmeleri sosyal medya hesaplarından şu ifadelerle duyurdu:
“Yapımı durdurulmuş yatırımlardan biri olan Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisinin ilk etabını 130 milyon liralık yatırımla faaliyete soktuk. Tamamı bitince dünyanın çöp gazından elektrik üreten en büyük tesisi İstanbul’da olacak. Duran tüm projeler tek tek canlanacak.”
TOPLAM KAPASİTE 90 MEGAVATA ULAŞACAK
İSTAÇ’ın yönettiği düzenli depolama sahasında bulunan ve İstanbul Enerji AŞ tarafından işletilen Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisinde, şu anda 30 hektarlık bir alan, atık depolamaya ayrılmış durumda. Eş zamanlı olarak gaz toplanan bu alanın 20 hektarında çalışmalar tamamlanarak faaliyete geçirildi. Yılsonuna kadar 10 hektarlık bir alan daha enerji üretimine kazandırılacak. Tesis, 20 megavat kapasite ile hizmet verecek. Çalışmalar bittiği zaman ise Seymen’de toplam 130 hektarlık bir alanda depolama yapılacak ve çöp gazından elektrik üretilecek. Toplam kapasite ise 90 megavata ulaşacak. Proje tamamlandığında saate 45 bin metreküp çöp gazı toplanacak. Böylece dünyada tek kaynaktan en fazla miktarda çöp gazı elde edilen proje olacak.
Tesisin İstanbul’a hizmet vermeye başlayan ilk etabında, 14 kolektör, 1100 metre DN1000 çevre hattı, 168 ölçüm noktası, 18 kondens tankı, 2700 metre yatay kanal bulunuyor. Yine tesiste, 2 vana odası, 2200 metre hava su hattı, 330 metre sedde imalatı, 18 çöp altı kanalı, 180 metre yağmur seti, 600 metre drenaj hattı ve gaz çıkışı da yer alıyor. Proje sonunda sahada yer alacak donatılar, 125 kolektör, 4500 metre çevre hattı, 1120 ölçüm noktası, 47 bin metre yatay kanal, 24 vana odası, 23 bin metre hava su hattı, 14 bin 600 metre çöp altı kanal şeklinde olacak. Tüm saha imalatlarında kullanılacak boru metrajı da 150 bin metreyi bulacak.
500 BİN HANENİN YILLIK ELEKTRİK GEREKSİNİMİNİ KARŞILAYACAK
Dünyanın küresel ısınma tehdidine karşı yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiği günümüzde, Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisinin kente sağladığı kazanımlara değinen İstanbul Enerji AŞ Genel Müdürü M. Aslan Değirmenci, şunları kaydetti:
“Bu tesis, 90 megavat kapasiteye ulaştığında, dünyanın tek noktada çöp gazından elektrik üreten en büyük tesisi olacak. Bu tesisin en büyük amacı, İstanbul’da toplanan atıklarda biriken çöp gazından elektrik üreterek kentin elektrik ihtiyacını karşılamak ve bunu alternatif enerji kaynakları, yani yenilenebilir enerji kaynakları vasıtasıyla sağlamak. İstanbul’un Avrupa Yakası’nın tüm çöpü şu anda buraya geliyor. Yaklaşık günde 11-12 ton arasında çöp toplanıyor bu sahada. Biz de biriken bu çöpteki gazı buradaki ana hat vasıtasıyla alıp, belli işlemlerden geçirdikten ve içindeki zararlı partikülleri de ayırdıktan sonra ana üretim binamıza aktarıyoruz. 90 megavata ulaştığımızda Silivri, Beylikdüzü, Arnavutköy, Büyükçekmece, Esenyurt, Çatalca ilçelerinde yaklaşık 500 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak bir tesis olacak. Bu da şu demek; enerjide bu kadar dışa bağımlı bir ülke olarak 500 bin hanenin yıllık enerji ihtiyacını biz, bu tesisten karşılıyor olacağız.”
İBB Genel Sekreterimiz Can Akın Çağlar ve İBB üst düzey yöneticilerimiz; yapım müşavirliğini üstlendiğimiz, İBB'nin en önemli çevre ve enerji yatırımlarından biri olan ve inşaatı devam eden Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi’ni ziyaret ederek incelemelerde bulundular.
Tamamlandığında 3000 ton günlük kapasitesi ile Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın ise en büyük evsel atık yakma tesisi olacak olan Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi’ nin 2017 yılında inşaatına başlanmış olup ve 2021 yılında devreye alınması planlanmaktadır.
Kömürcüoda Açık Kompost ve Geri Kazanım Tesisi’nde yeni bir işletme düzenine geçen İBB, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ettiği geliri katlayacak. Böylece son 9 yılda İBB’ye yaklaşık 4 milyon lira kazandıran İSTAÇ’a bağlı tesis, yıllık en az 15 milyon lira gelir getirmeye başlayacak. Tesise yapılacak ek yatırımlar için sunulan fizibilite raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay aldı. ÇED İDK’nın önünde olan rapor ile ilgili süreç ise 14 Eylül’de sonlanacak. İSTAÇ’ın tesisten aldığı pay yüzde 12,5 olacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ettiği gelirleri arttırma yolunda. Bunun en önemli örneklerinden biri de İSTAÇ’a bağlı Kömürcüoda’daki Açık Kompost ve Geri Kazanım Tesisi. Tesiste, yeni bir işletme düzenine geçildi. Bu yeni düzende kurulacak yapılacak yeni yatırımlarla birlikte elde edilen gelirler de katlanacak. Geçtiğimiz 9 yılda İBB’ye toplam 4 milyon lira gelir getiren tesis, yeni dönemde yıllık en az 15 milyon lira kazandıracak. Artan gelir, İstanbul genelinde yeni çevre yatırımları için kaynak sağlayacak.
ÇED SÜRECİ 14 EYLÜL’DE SONLANIYOR
Kömürcüoda’daki Açık Kompost ve Geri Kazanım Tesisi’nde şu an mevcudun bakım, onarım ve yenileme çalışmaları yürütülüyor. Ancak İBB, işletmenin kapasitesini arttırmak amacıyla yeni tesisler de kuracak. Bu amaçla yapılacak tesislerin fizibilite raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderildi. Bakanlıktan onay alan rapor, şu an Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nun (ÇED İDK) önünde. Komisyon, Eylül ayının 14’ünde raporu karara bağlayacak. Böylece ÇED süreci sonlanmış olacak. Kömürcüoda Açık Kompost ve Geri Kazanım Tesisi’nde, İstanbul’a daha iyi hizmet etmek için yeni yatırımlar başlatılacak.
TESİS YEKDEM TEŞVİĞİNDEN YARARLANACAK
Yeni dönemde atıktan türetilmiş yakıt yerine biyokütleden elektrik enerjisi ve sıvı kompost üretimi yapılacak. Tesiste kullanılacak enerji kaynağı biokütle kapsamında olduğundan enerji üretimi YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması) teşviklerinden yararlanacak. Kurulu gücü 18 megavat olan tesisten yüzde 12,5 pay alan İSTAÇ, 10 yıl boyunca yıllık en az 15 milyon lirayı kasasına koyacak. Ardından sözleşmenin sürdüğü 2036 yılına kadar da piyasa fiyatları üzerinden yapılacak elektrik satışlarından payını almayı sürdürecek.
BAKANLIĞIN ŞARTLARI YERİNE GETİRİLECEK
Ayrıca tesis, yeni projeye göre günde 2 bin ton atığı enerjiye dönüştürecek şekilde işletilecek. Böylece Kömürcüoda Düzenli Depolama Sahalarına gönderilen atık miktarı azaltılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Düzenli Depolama Sahaları için istediği ön işlem şartı da yerine getirilmiş olacak.
İBB-İSTAÇ, İstanbul’un çevresini korurken karbon kredisi satışı gerçekleştirerek yeni yatırımlar için kaynak yaratıyor. İSTAÇ, son 4 ayda toplam 5 karbon kredisi satışı yaptı. İSTAÇ Amerikan menşeili bir şirkete 250 bin ton karbon kredisi satarak 190 bin dolar gelir elde etti.
Alanında uluslararası piyasanın önde gelen kuruluşu Gold Standard denetiminde karbon kredisi kazanan İSTAÇ, ilk defa mart ayında Avrupa Karbon Borsaları ile iletişime geçti. Kısa zaman içinde İngiliz menşeili bir firmaya ilk satışını gerçekleştirerek, 5 bin 800 dolar gelir elde etti. Bu satışla birlikte kendini dünya Karbon piyasasına tanıtan şirketimize, yeni teklifler gelmekte gecikmedi. İSTAÇ dört ay içinde toplam 320 bin ton karbon kredisi satarak 234 bin dolar (1,6 milyon TL) kazanç sağladı
KARBON KREDİSİ PİYASASI
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 2005’te yürürlüğe giren Kyoto Protokolü, iklim değişikliğine neden olan sera gazı salınımı azaltmayı hedefliyor. Anlaşma, taraf ülkelere, karbon salımı kotası tanıyor. Karbon salınımını azaltmak için Kyoto Protokolü mekanizmalardan biri de “Emisyon Ticareti” mekanizması. Herhangi bir ülke ya da üretici kendi kotasını aşarsa, daha az karbon salınımı yapan ülke ya da üreticiden karbon kotası satın alabiliyor. Karbon piyasasının bu yıl ki değerinin yaklaşık 3,1 trilyona ulaşması bekleniyor.
İBB-İSTAÇ 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Üsküdar Vapur İskelesi yanında su altı temizliği yaparak, denizlerin kirliliği konusuna dikkat çekti. Toplam altı kişiden oluşan su altı dip temizleme ekibinin çıkardığı atıklar, etkinlik alanında sergilendi. Otomobil lastiğinden motosiklete, cep telefonundan plastik eşyalara kadar su altından çıkan atıklar görenleri şaşırttı. “Denizde hayat var, lütfen kirletme” sloganıyla düzenlenen etkinlik, yurttaşlarda farkındalık yarattı.
İBB ve İSTAÇ tarafından düzenlenen halka açık etkinlikte, toplam 6 profesyonel dalgıcın yanı sıra üç deniz yüzeyi temizleme teknesi de görev aldı. Saat 11.00’de başlayan su altı dip temizlik çalışmaları, 15.00’te sona erdi.
Yurttaşların ve basın mensuplarının kıyıdan izlediği temizlik çalışması, denizlerdeki eko sistemi bozan süreç konusunda farkındalık yarattı, su altındaki gözlerden uzak kirliliğe dikkat çekti. Su altından çıkarılan atıklar, etkinlik alanında sergilendi.
MOTOSİKLETTEN MATARAYA HER ŞEY VAR
Motosikletten cep telefonuna,diz üstü bilgisayarlardan otomobil lastiğine, bisikletten cam şişeye, makastan tespihe kadar su altından çıkan atık maddeler, etkinliği izleyen yurttaşları şaşırttı; “deniz altında ne ararsan var” yorumlarına neden oldu.
ATIKLAR GERİ DÖNÜŞÜM İÇİN İBB TESİSLERİNE GÖNDERİLDİ
Etkinlik alanı, bilgilendirici not ve sloganlarla donatıldı. Katılımcılar, koronavirüs önlemleri sebebiyle maske kullandı ve etkinlik alanında sosyal mesafe kurallarına uyulması konusunda azami dikkat gösterildi. Etkinlik sonunda atıklar, bertaraf edilmek üzere İBB’nin tesislerine götürüldü. Burada, dönüşüme uygun olanlar ayrıştırılıp geri kazanım diğerleri ise atık bertaraf tesislerine yönlendirildi.
Alibeyköy, Küçükköy ve Kağıthane dereleri ile Haliç’e taşınan çamur ve teressubatın çevreye, Haliç’in iyi su durumuna ve Haliç’teki canlı hayatına olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak maksadıyla Çamur tarama gemisi İle taranan Haliç dip çamuru yeni inşa edilen Susuzlaştırma Tesisine iletilerek en az %50 oranında susuzlaştırılacak.
İş kapsamında yılda 70.000 ton olmak üzere 4 yıl boyunca toplam 280.000 ton kuru çamur düzenli depolama sahasına nakledilmesi planlanıyor. Tarama gemisi ile temizleme sistemi, mevcut sisteme göre Haliç dip temizliğini daha düzenli ve daha verimli hale getirecek olup susuzlaştırma tesisinin faaliyete geçmesi ile çamur nakliye giderlerinden de tasarruf sağlanmış olacak. İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu tesisi ziyaret ederek, çalışmalarla ilgili Genel Müdürümüz Mustafa Canlı ve İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu’dan bilgi aldı. Haliç’te yapılan çalışmaları Başkan İmamoğlu’na örnekler üzerinden anlatan yetkililer, dip taraması sırasında balık yuvalarının zarar görmesinin önüne geçtiklerini belirtti.
“İKİ BELEDİYE KURUMUNUN ORTAK ÇALIŞMASI DEĞERLİ”
“Dregder” diye tabir edilen dip tarama gemisinin suya indirilişini izleyen İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu, inceleme gezisini, şu sözlerle değerlendirdi:
“Haliç’teki dip çamurunun süreci, uzun yılların konusu. Şu an burada yapılacak olan işlem, dip çamurunun sistematik bir şekilde, daha mekanik ve otomatik bir kurguyla toplanması. Haliç’in içindeki çamur, dip tarama aracıyla, pompalanma sistemiyle buraya aktarılacak ve bir nevi, deniz suyuyla çamur birbirinden ayrıştırılacak. O çamurun daha kolay nakledilmesi sağlanacak.
Bu süreç, Haliç’in sürdürülebilir bir biçimde temizlenmesini sağlamış olacak. Haliç, bize emanet. Bir bebek gibi bakılması gereken, İstanbul’un en özel ve güzel alanlarından biri. Dünyanın, ‘Altın Boynuz’ diye tanımladığı, değerli bir coğrafya. İSKİ’nin sahibi olduğu bu işe İSTAÇ’ın hizmet vermesi, iki belediye kurumunun da dayanışma içinde süreç yönetmesi, bizim için çok değerli. Bugün, çevreyi koruyan ama aynı zamanda sürdürülebilir bir işlem olarak Haliç’in daimi bir hizmete kavuşmasının günündeyiz. Bir araya gelmemizin amacı bu. Çok mutluyuz.”
“BİZİM İÇİN GURUR VERİCİ”
“4 yılda 280 bin ton çamur çıkarılacak. Şu anda öngörülen, haritada gördüğümüz kadarıyla, Haliç Köprüsü’ne kadar uzanan çamur birikintisinin, neredeyse yüzde 70-75’ini çözmüş olacağız. Bu, devam edecek. 4 yıllık hizmet döneminde biz bunu tasarlıyoruz ama bu devam edecek. Bir de burada, çift vardiya ile bunu daha da artırabilme imkanı üzerine İSTAÇ çalışıyor. Sistematik, sürdürülebilir ve teknolojinin yerli olması da güzel. İçerideki özellikle ayrıştırma süreçleri. Mekanik kısmının da burada büyük oranda tamamlayıcısı yerli firma. Böyle bir dayanışmayla işin çözümlenmesi de bizim için gurur verici. Geçmişten bugüne emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.